asabiyiz çünkü var bi’mazeretimiz
haydi diyor “piştim arabada ne oyalanıyorsunuz daha” bir büyükbaba torunuyla ön koltukta oturmuş hanımıyla kızını beklerken. sonra bir baba denizde ergen oğlunun kafasına paletlerle vuruyor şakayla karışık. kızmış bir şeye. ama neye belli değil. “vurma kafasina rifat” diyor yabancı gelin. kafasina vürma. bir şemsiye, iki kamp sandalyesini sol omzuna yüklemiş sağında plaj çantası, kan ter içinde sanki içinden de saydırarak yürüyor gri tişörtlü ağbi. arkasında hanımı mavi bikinisinin üzerine giydiği kimonosu ve elinde beş yaşlarındaki oğluyla podyumda salınır gibi yürüyor liman yolunda. bense çaya bir ayda ikinci zammı yapanlara, çocuklarına çikolata bisküvi verip çöpünü nereye atacaklarını eğitmeyen belli ki kendi de eğitilmemiş sahili ve denizi el birliğiyle kirleten kifayetsiz muhterislere kızıyorum, asabiyet yapıyorum bu kırk derece kaynarında. ama çayımı demliyorum, ilk yudumda geçiyor sonra.