benedetti’nin molası ve mithad selim’in yorumhanesi



mustafa çiftçi’nin bozkırda altmış altı’sı bitti. mario benedetti’nin günlük biçiminde yazılmış ilginç romanının henüz başındayım. ama tıpkı pessoa’nın huzursuz soares’i gibi bir kaç aya emekli olacak muhasebeci martin’le de benzeş yanlar bulup özdeşleşiyorum. triplere giriyorum falan. 
kitap bitince kıyılar mutedil’de detaylı yazarım belki. ama asıl demek istediğim bizim emekli martin’i okurken kıyılar mutedil’de tesafüfen açılıp tekrar kapatmadığım yorumhane için gelen yorumlardan sonra kitabı okurken düşündüm. tamam yorumlar yanlışlıkla açıldığı gibi tekrar kapatabilirdim de. ama yapmadım. tekdüze geçen ve hala alışamadığım emeklilik günlerine renk gelsin, hareket olsun kireçlenme olmasın diye sanırım. hakeza inanmasam da demokrasi faktörü var bir de. her vakit var olan kapatmak için oluşan sebeplerimin bu kez açmak için olanlardan kıl payı da olsa sayıca az olunca koy verdum gitti kazım koyuncu gibi.
ha şimdi denilebilir ki o vakit bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. orasının yorumu açık burası niye kapalı? orası başka burası başka derim. hem burayla ilgili planlarım var benim derim. büyütüp geliştirip amerikalılara satma düşüncem var benim de derim. yine yüzde yirmi aldığımı yüzde 48'le başarı hikayesi yapma amacım var derim. çünkü kaybetmek mühim değil. mühim olan algıyı sağlam yapmak. gerisi balık hafızalı toplumda nasılsa gelir derim. ezcümle açmak istemiyorum kardeşim! 

Bu blogdaki popüler yayınlar

başlarken

olağan şüpheliler

tahammülsüzleştim - 2