zeytinyağı ve deniz kestanesi




her kahramanlığın bir bedeli vardır! benimkisi de deniz kestanesi batması oldu. detaya girmeye gerek yok. sonunda sevindiğim ama beni ciddi biçimde etkileyen bir olayın içinden ayak parmaklarımda beş adet kestane iğnesiyle çıktım. geçmiş yıllardan tecrübeliydim. ama olayın sıcaklığıyla kestane battığını anlamadım. farkına çok sonradan vardım. iğneler bayağı gömülmüş. en yakın hastane arabayla 45 dk uzakta. araştırdım. sirkeli sıcak suda 20 dakika bekletmek de sabunlu suyla yıkamak da fayda etmedi. zeytinyağı iyiymiş. hatta üniversitede kızların çıkma teklif etmesi gibi kendiliğinden çıkıp gidiyormuş. en yakın markete gidip en natürelinden ve sızmasından ve tabi ki en ucuzundan zeytinyağı aldım. kasadaki eleman zeytinyağının fiyatını görünce sesli söylendi.
“ulan dedi bir kestane için en pahalı zeytinyağını almışım. ucuzu varmış ya” dedi yan kasadakine bakarak.
ben de atladım hemen tabi.
- işe yaradı mı bari?
- 2-3 tanesini çıkardı abi deyince iade etmekten vazgeçtim.
yutupta kanal d doktorunun dediği gibi önce pamukla sürdüm. bir süre sonra da yağlı bezi bağlayıp zeytinyağlı dolma gibi oturdum üç dört saat. ama ı ıhh. bana mısın demedi bırakın kendiliğinden çıkmayı dışarıda ne var ne yok diye başını bile çıkarmadı.
madem öyle çivi çiviyi söker dedim. denize gittim. tepindim durdum üstünde. hafif ağrılar dışında zararı yok. ara ara zeytinyağı sürüyorum. şimdilik mütemmim cüzim oldular. yaşayıp gidiyoruz öyle..

Bu blogdaki popüler yayınlar

başlarken

olağan şüpheliler

tahammülsüzleştim - 2