eylül gelmiş neyime



parka geliyorum. ama diğerlerinin aksine ben yürüyemiyorum. rutubet hala canımı sıkıyor. nefesimi tıkıyor. algımı kapatıyor. emekli amcalar gibi bir gölgeye ilişiyorum. anlamını bilmediğim şarkılar dinliyorum. etrafa bakınıyorum. biraz rüzgar eserse çocuk gibi seviniyorum. sonra kulağıma çalınanlarla oyun hamuruyla oynar gibi oynuyorum.

egzersiz aletleriyle güreşen şu iki adam mesela sıcakta hem konuşup hem boğuşuyorlar. diyor ki bir tanesi;
- eşfak abi zamanında bedavaydı. almadık bi’yazlık abi. ama ben hep bir yerde durmayı da sevmiyorum.  şeyimde yok anlıyor musun?
- fıtratında
- hah yaşa! fıtratımda yok. ben gezeceğim abi. 

Bu blogdaki popüler yayınlar

başlarken

olağan şüpheliler

tahammülsüzleştim - 2