gece, melek ve bizim çocuklar




lütfi kırdar diyorlar buraya. eğitimci ve araştırmacı bir hastaneymiş. bu gece ama tuhaf. sessiz. karanlık ve hüzünlü bir yaşam var acil ve çevresinde. girenler. çıkanlar. herkes sessizce işini yapıyor. gündüz vakti olan kalabalık, karışıklık ve telaş ve temaşa yok. sanki gece ile gündüz farkını anlatıyor bu hali. herkes kaderine razı biçimde kimi uykulu kimi düşünceli koridorlara dağılmış durumda. hissedilir derece ortama çöken ağır bir hüzün, sözsüz yazısız bir kaderdaşlık anlaşması, teklifsiz yardım yarışı hakim. koridorda yankılanan eyvallah sağolasınlar, geçmiş olsunlar. sonra sağlam insanı hasta eden o ağır ilaç kokusu. kendinden daha kötü olana bakıp içten ve gizlice çekilen şükürler. allah şifa versinler. sağlık gibisi yoklar. ve daha nice temenniler. niyazlar. isyanlar. sessiz çığlıklar. hepsi bir gecede. hepsi bilmem kaç bin metrekarelik alanda. hepsi gerçek. hepsi boş dünyanın yalan tantanası. zengin ve yoksul ayrımın en keskin bıçak yarası. adamı olanlarla adamı olmayanların bilek güreşi, insaflılarla insafsızların, vurdumduymazlarla naif kişiliklerin aynı içtimada toplanması. hepsi bu kara ama üşütmeyen serin gecede. sonra işte beynimin akıl oyunları asfalt delme makinesinden dişçinin sinirleri felç eden gıy gıy aletine, en sert rocknrolcuların bateri sesinden hayatınızdaki en iğren vapur düdüğüne uzanan yelpazedeki mr makina sesleri. nihayet sıfır üç otuz ikide girilen MR çekim sırasından sıfır altıda çıkmalar. sonucun e nabıza düşmesini beklerken uykusuzluktan başların düşmesi aşağıya. hepsi bu hayata, bu geceye, bu sessizliğe dahil. 

Bu blogdaki popüler yayınlar

başlarken

olağan şüpheliler

tahammülsüzleştim - 2