security




sarı saçlarının altına giydiği beyaz gömleği ve gri pantolonuyla tabureden hallice bir koltukta oturuyor. gelen müşterilerin x-ray cihazına koyduğu çantalara bakıyor. çantasını koymayı unutanları uyarıyor. avm içinde adres soranlara yer tarif ediyor. canı istediğine hoşgeldin diyor. istemediğinde hiçbir şey demiyor. çıkış yerine giriş kapısına yönelenlere doğru kapıyı gösteriyor. kimsenin geçmediği zamanlarda ise futbol takımı kalecisinin yalnızlığını yaşıyor. 
düşünüyorum da; o şekilde kuru bir taburede saatlerce oturmak benim yapabileceğim, katlanabileceğim bir şey değil. doğrusu onun yerinde olmak istemezdim. o benim yerimde olmak ister miydi emin değilim! bir iki kez yukarıdaki kafeden onun olduğu bölgeyi izlediğimi gördü. fakat başını telaşlı bir şekilde diğer yana çevirdi hemen. cumartesi sabahı bir avm’nin kafesinde kulağında kulaklıklar, başıboş oturmayı kafasında kırk tilki etrafı izlemeyi ister miydi acaba?
.

Bu blogdaki popüler yayınlar

beklemek

gelecek istasyon

keyfimin kahyası